20 Aralık 2018 Perşembe

wanna hold myself

looking for a new thing
looking for a new passion
not tryna do something new but looking for something new
that's fucking ironic
but i got nothing to do
my life has been fucked 
i am just trying to be happy as far as i can
making friends
making love
trying to figure out what life can be meaningful to me
acting like a person that doesn't belong to me
acting like happy but feelin dead inside
i don't know what to do next
just trying to survive
i don't know what's next
just trying to guess
i don't know how to get away this 
just trying to ignore
and i don't know how to die
just trying not to think about it.

xo

1.51am // dec. 20-2018

2 Mayıs 2018 Çarşamba

guns n' roses ft. duvarlarım

konuşamadım, anlatamadım, yazamadım da çoğu şeyi. kelimelere dökemedim. sanırım pek iyi bir kelime dağarcığım yok, bilmiyorum.

duvarlarımı kapladım posterlerle, resimlerle. benimle konuşmasınlar, sussunlar diye. durduramadım. bana verdikleri tavsiyeleri bitiremedim. bana beni anlatmalarını durduramadım. beni katletmelerini durduramadım. sürekli yumrukladığım duvarların bana küsmemesi beni şaşırtıyor.

hayatım öyle sikim bir durumda ki şu anda, kaybetmediğim tek şey sigara paketlerim ve duvarlarım. elimde olan her şeye ya ihanet ettim ya da hırsıma yenik düşüp harcadım. insanların duygularını, hislerini bir hiçe saydım. kendimi düşündüm, günü kurtarmaya baktım. aptal olduğumu biliyorum ve bunları düşündükçe duvarlarıma sürükleniyorum.

hayattaki en büyük isteğim çevremde sevilen biri olup, öldüğümde cenazeme sürüyle insanın katılmasıydı. bunu kaybetmenin mutluluğunu yaşıyorum. hayattaki en büyük isteğimi çöpe atmamı kutluyorum. e biraz da ağlıyorum.

and please remember
how i felt inside now honey.

Guns n' roses - Don't cry

24 Nisan 2018 Salı

uyuşturucu, seks, vicdan?

rock n roll? hayır.

bunalıyorum, bunaldıkça yazıyorum. insanları anlamada her geçen gün güçlük çekiyorum. fikirlerimi söylesem hoş karşılanmaz, biliyorum.

değiştim, her geçen gün kendime zarar veriyorum, biliyorum. her geçen gün hayata bakış açım biraz daha değişiyor, ufkum genişlemiyor sorun da orada. daha basit, daha gündelik, daha iğrenç yaşıyorum. iğrenilecek şeyler yapıyorum. e bunu da biliyorum. farkındayım ama neden değiştiremiyorum?

sanırım popüler kültürün çukuruna düştüm. bilmem belki ben de bir gün kendimi kaybedeceğim. insanları çok üzdüm ama karmaya da inanıyorum. boşluktayım bak şimdi. bekliyorum ne zaman vurulacağımı.

belki ben güçsüzüm, yaptığım şeylerin yanlışlığını farkında olarak yaparak her zaman övündüğüm beynimi çok fazla abartıyorum sanırım.

pişmanlığım var, geride bırakmışlıklarım var. düzeltmek istediklerim var... ama biliyor musun? ben geriye dönmek istemiyorum. dönersem şu ana ulaşmakta güçlük çekebilirim.

kesilmeyi bekleyen kurbanlık koyun gibiyim. günü kurtarmaya bakıyorum. yoksa kendimi sevmiyorum zaten.

sex, drugs and rock n roll! tabii ya...

11 Ekim 2017 Çarşamba

kaybeden

kaybeden insanları sevmezsin bilirim. belki de bu yüzden beni sevemedin, işte bu hiç aklıma gelmemişti.

ama keşke, önce beni anlasaydın. önce neden bu duruma geldiğimi, neden sana karşı hiç açık olamadığımı anlasaydın.

kaybedenler hep böyle değil midir zaten? sürekli kendilerini küçümserler, güçlü olamazlar. ne acı. ne büyük eziklik. ama hiç konuştuk mu onlarla? hiç anlamaya çalıştık mı içindekilerini? yanımızda gözükürler de dışarıdan görünümümüze zarar verirler diye dışlamadık mı? hep kendimizi düşünmedik mi? biz bu haldeyken ne hakla onlara kaybeden dedik? ne zaman biz konuşmak istediğimizde bize sırt çevirdiler? durum buyken, gerçekten de onlar mı kaybeden? gerçekten "onlar" mı hak ediyor aşağılanmayı?

bilmem, belki de abartıyorumdur. belki de saçma düşünüyorumdur. ama ben bunu martılara sordum. martılar da benimle aynı fikirde. martılar yalan söylemez.




23 Haziran 2017 Cuma

anastasia2

anastasia evine doğru gitti.
çok sonra anladı
gidebilecek bir evinin bile olmadığını.
halbuki ne güzeldi
abisi, çiftliği, evi.
iç geçirdi oturup
keşke hiç bitmeseydi.
keşke düzelmeseydi
en azından o zaman mutluydu.
normal olmayı kaldıramadı anastasia
delirmeyi denedi tekrar
ve tekrar.
işe yaramadı ancak
denerken hayal ettiği şeylerle bile
mutlu olmuştu.
normale tekrar döndüğünde anladı
hayatın ne denli zor olduğunu.
anastasia artık hiçbir şeyin
güzel gitmeyeceğini anladı.
evsiz bir kız olduğunu,
hayatında kimsenin olmadığını.
geri dönmeyi düşündü
o hastaneye.
rol yapardı belki
belki de ağlardı.
ondan da vazgeçti sonra,
durup düşündü.
belki hayal ettiği şeyler bu dünyada değildir
belki onlar başka bir yerdedir diye.
belki eğer ölürse
abisine kavuşurdu.
bu fikir çok cazip geldi ona
çünkü kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.
bir köprüye gitti
salıverdi kendini.
artık evsiz ya da kimsesiz değildi,
artık ölüydü.

28 Mayıs 2017 Pazar

çay

içeriden bağırdı çay nerede kaldı diye. hizmetçisi miydim eşi mi anlayamıyordum çoğu zaman. önceleri ayrılmayı düşündüm ancak eve parayı getiren ben değildim, ayrılırsam napardım? her neyse dedim. çay getirmek zor değil, hayat zor.

kölesi gibiydim hep. beni konuşturmazdı hiç. böyle de hayvan işte. ama kızamıyorum ki ona eşim sonuçta. ben de kendime arkadaş edindim her ne kadar doktorlar füruzan'ın gerçek olmadığını söylese de.

derdimi anlattım ona, sağolsun dinledi. eşim birkaç kez beni onunla konuşurken gördü. vurdu bana. kafayı yemişsin sen dedi. ben kafayı yemedim ki dedim, çay getirdim sana.

bana vurduğunda tekrar füruzan'a koştum. hep dinledi beni canım arkadaşım. biliyor musun? bazen bana sırlarını söylüyor. onun da böyle bir eşi varmış. çok şaşırdım doğrusu. her şeyi anlattı bana, demek ki çok güvenmiş, canım arkadaşım.

20 yıl geçti şimdi. Füruzan yanımda halen ama eşim yok. nerede bilmiyorum. muhtemelen arka bahçede sigara içip maç izliyordur. dün füruzan bana ilk kez kimseye söylememem gereken bir şey söyledi. sırrını söylediğinde bile bu kadar gergin değildi. öldür dedi. öldür.


17 Mayıs 2017 Çarşamba

kafes

küçükken kuşların
ölen insanların ruhlarını taşıdığına inanırdım.
19 yaşına geldim
bunun aksini söyleyen olmadı.

ruhlar özgürse eğer
dünyadaki en özgür şeye yüklerdim onu
kuşlara.
özellikle martılar

martılar denize yakındır çünkü
denize yakın olan nasıl özgür olmaz?


hapsedilmeyi sevmezdim. bir korkuydu belki. dışarılara çıkıp denize, çiçeklere bakmak isterdim. evi sevmezdim zaten. çekip gitmek isterdim sürekli.  sonra düşüncelerime hapsettiler. kaçamadım. saklanamadım. dışarı çıkamadım. kendimi yitirdim günden güne.
yakında öleceğimi hissediyorum. ruhsal olarak çoktan ölmüş olan bana pek koymaz sanırım bir tabut. tek dileğim olabildiğince özgür bir martı tarafından taşınmak.